Ibn Sina: Riyazet and Mücahede in Seeking Truth

Devotional

Sermon Summary

Sermon Clips


İbn -i Sina, İslam düşüncesi tarihinde riyazet ve mücahede yönteminin değil, burhan yönteminin temsilcisidir. Yani burhan yöntemi en önemli şahısları kimdir diye sorsak ilk iki ya da üç sırada İbn -i Sina gelir. Dolayısıyla Burhan yönteminin en yüksek temsili nin kitaplarında riyazet ve mücahede yönteminin metafizik bilgiye yani eskilerin tabiriyle marifetullah 'a, insanın en büyük mutluluğuna ya da insanın en yüksek yetkinliğine ulaştırabilmekte, ulaşılmasında katkısının ne olduğu problemini ele almaya çalışacağız aslında. Temel sorunumuz bu. [00:03:24]

İhvan -ı Safa her ne kadar çok sistemli bir şekilde işlemesede felsefi araştırmayanın yani burhan yöntemiyle yapılan araştırmanın kavramsal bir kesinliğe ulaştırdığını lakin felsefenin nihai amacı olan hakikat bilgisine dair aksi alınamaz bir yakinin ancak burhani araştırmaya ilave olarak zifredilebilecek bir kalp temizliği ve safa -un nefs diyorlar onlar. Nefsin arındırılması, nefsi arındırılmasıyla sağlanacağını düşündüler. Ve burada Allah 'ın veli kullarına yani Evliya 'ya, Ebrar 'a, Asfiya 'ya atıf yaptılar. Kendi terimlerini söylüyorum. Yani bunların aslında sufiyane bir yaşamla böylesi bir yakinin ikmal edileceğini düşündüler. [00:15:11]

Bu bilgilerle donandıktan sonra yani diyelim ki aklı belli bir kemale ulaştıktan sonra yani bunu çağına erdikten sonra diyelim yani bir fiil aklı olduktan sonra şayet yönünü metafizik aleme çevirir de, de, metafizik aleme döndürür de ilahi mertebeyi temaşa etmek için ruhunu o yönde ısrarlı bir şekilde tutar ise yalnız bu zaman zaman biz riyazet ve mücahede dediğimiz için bedensel pratik gibi anlaşılıyor arkadaşlar. Sakın öyle anlamayın. [00:32:44]

Tasavvuf yöntemiyle ilgili değerlendirmelerin afetlerinden bir tanesi tasavvufun daha ziyade bedensel pratikleri. İnsanlar böyle zannederler. Mesela çokça namaz kılmak, çokça oruç tutmak, çokça zikretmek falan zannederler. Yani belli lafızları tekrarlamak anlamında ilahi isimleri tekrarlamak anlamında. Yöntemin esası bu değildir. Yöntem, yöntemin esası insan zihnini, insan kalbini, uluhiyet mertebesini tahsis etmektir. Ona yönelmektir. Yöntemin esası budur. [00:33:27]

Riyazet ve mücahede kabilinden zikredeceğimiz, bütün fiiller böylesi bir yoğunluğu, böylesi bir yönelişi hem temin etmek hem de sürekli kılmak için yapılır. Yani insan bu dünyanın efaline, fiillerine, bu dünyanın meşgalesine tamamen boğulur da, yani ağzının, burnunun, gözünün, teninin ve azaların hazzıyla meşgul olursa, zihnini öbür tarafa yöneltemez. Oraya kilitleyemez. Bu sebeple, yani bir türlü... Riyazet gerekir. Yani ağzını tutması, burnunu tutması, gözünü tutması, yani azalarını tutması, böylece hayalini arındırması gerekir. Aksi halde o tarafa doğru yönelemez. [00:34:01]

Bu süreç, bu mücahede ve riyazet süreci, fikirle, fikrin yönelişiyle, kutsiyet mertebesine, fikrin kilitlenmesiyle parlak olarak ilerlediğinde aslında birliğe doğru yahut varlığın zorunluluğuna doğru bir gidiş, ona doğru bir ilerleme. Yani kişi aslında, yani kişi aslında, şu sahip olduğumuz dağınıklıktan, parçalanmışlıktan kurtularak birliğe doğru gidiyor. [00:40:20]

nuzul ve uruç yayları bu şu demek insan bu dünyaya geldiğinde ilahi mertebeden Sadır olan çıkan varlık feyzi aşağı doğru iner bu dünyada diyelim ki aşağısının hakikatine dönüşür ruh bedenden bağımsız manevi bir cevher olduğu için tekrar geri iniş sürecini iniş sürecini geriye döndürüp yükseliş süreci yaşayabilir yani bunun İslam dünyasındaki karşılığı Miraç tecrübesidir zaten kelimede uruç aynı kökten geliyor Miraç da aynı kökten geliyor Yani nüz inme bir tür düşme dünyaya düşme ama bu Hristiyanlık'taki gibi bir şey değil tabi bir tür düşme ve aynı zamanda yükselme şimdi düşme tecrübesi Aslında bir parçalanma tecrübesidir her türlü düşmede bekleneceği şekilde parçalanma derken neyi kastediyoruz ruh var beden var göz kulak burun ten bir sürü azamız var yani hayalimiz var ve hepimiz var hafızamız var hatıramız var falan filan yani kuvveler arasında bölünmüş varlıkları kuvveler arasında bölünmüştür aynı zamanda insanın imkana batması demek yani kendisinde taşıdığı imkanı derinleştirme si tam olarak bu imkanın verdiği bölünmüş tüplere bölünmesi demek bu başka bir ifadesiyle insanın mutlaka yetkinleşme süreçlerini yaşamasının gerekliliği demek yani insan zat bölündüğü sürece yetkinlikten uzaklaşıyor kemal AA woman 14 consultation 'a bölünmeyi geriye doğru döndürüp bir ney ulaşabildiği takdirde bu yerleri doğru gidebildiği takdirde insanın Ally不過 geçebilir zevkler advancement emekliliği yetkinliğine doğru gitmesi beklenir. [00:41:03]

İbn -i Sina da bunu takip et, metafiziğe bunu eklemişti. Sonra işarat da, İbn -i Sina önemli bir değişiklik yaptı. Bu değişiklik aslında daha ziyade peygamber ya da nebi kavramı etrafında ele alınan tartışmaların bağlamanı genişletti ve arif kavramı etrafında ele almaya başladı. Fakat İbn -i Sina, Farabi gibi düşünürlerden farklı bir şekilde arif kavramı ekseninde meseleyi ele alınca, bunun içerisinde sadece nebi değil, aynı zamanda ister nebiye ittiba ederek, isterse nebiden bir nebiye ittiba etmeksizin, riyazet ve mücahede yapan insanın, hakikat bilgisine ulaşmak için riyazet yöntemini, mücahede yöntemini kullanan insanın nasıl bir... [00:27:50]

İbn -i Sina, peygambere ittiba eden insanlardan bir grubun varlık, mutlak varlık ve mutlak birlik idrakine ulaşabileceğini en yüksek ağız olarak teslim etti. Hatta Sadreddin Konevi 'nin yorumlarına dikkate alacak olursak, bazı ifadeleri der İbn -i Sina Sadreddin Konevi. Hazretin kendisinin de böyle bir tecrübeye sahip olduğunu ihsas ediyor. Gösteriyor demiyor, ihsas ediyor. Yahut diyor, perdenin ardından, perdenin bu tarafında ne olduğunu görebilecek kadar güçlü bir mizaca sahip. İbn -i Sina için böyle söylüyor. Ama durum her ne olursa olsun bu tasdik edildi. [00:54:00]

İbn -i Tüfeğil, İbn -i Tüfeğil aslında Burhan yöntemiyle hakikate ulaşılacağını ama hakikatin ancak riyazet yöntemi de bu. Burhan 'a eklendiğinde tam bir, yetkin bir kemal, yakin ile idrak edileceğini söyledi. İbn -i Tüfeğil, İbn -i Sina 'nın bu açıklamalarını mantığa ya da Burhan 'a riyazetin eklenmesi olarak değerlendirdi. Kelam geleneğinden Gazali, aynı zamanda yöntemleri değerlendirdikten sonra tasavvuf geleneğini tercih etti. Gazali, Burhan yönteminin de, kelamcıların hissedilen yöntemlerinden, hakikate ulaştırmaya elverişli olmadığını, çünkü bu yöntemlerin yaptığı hissedilen faaliyetinin, hakikate ulaştırmak için yetersiz olduğunu iddia etti Gazali. [00:55:13]

Gazali 'nin projesi de bu aslında. Gazali, hissedilen yöntemiyle yapılan çalışmaların, ister kelamda olsun, ister felsefede olsun, metafizikteki hakikatlere ulaştırmaya elverişli olmadığını, metafizikteki hakikatlere ancak, İbni Sinan 'ın Makabat -ül Arif 'inde anlattığı, ve Sufiler tarafından temsil edilen bir muamele yönteminin olabileceğini söyledi. İhya -i Ulumittin de Gazali 'nin bu iddiasının aslında projelendirilmiş hali, yani metne dökülmüş hali. Gazali sadece bunu iddia etmedi, aynı zamanda buna dair on yıl gibi süren bir uzun riyazet ve mücahede süreci var, çeşitli faslarla birlikte, ardından da bu riyazet ve mücahede tecrübesinin neticesi olarak ortaya çıkmış, işte bütün dönemlerin en önemli metinlerinden birisi olan İhya -i Ulumittin var. [00:56:12]

Ask a question about this sermon